1. Fiil bozmak, iptal etmek, eski haline getirmek.
    Practices which tend to undo land reform or prevent it
    from happening … He undid all their patient works.
    What's done can't be undone: Olan oldu/İş işten geçti/Ok yaydan çıktı.
  2. Fiil izale/ telâfi etmek.
    undo the harm that has been done: yapılan zararı telâfi etmek.
  3. Fiil silmek.
  4. Fiil yıkmak, tahrip/ yok etmek, mahvetmek.
    We mended the roof, but a heavy storm undid our work.
    I'm undone! mahvoldum!
  5. Fiil çözmek, açmak, gevşetmek, sökmek. "
    Please undo the package" she said and I undid the string: "Lütfen
    paketi aç" dedi, ben de sicimi çözdüm.
  6. Fiil açıklamak, izah etmek, yorumlamak, tercüme etmek.
  7. Fiil ayartmak, baştan çıkarmak, iğfal etmek.
  8. Fiil (muamma vb.) çözmek.
bir pazarlıktan vazgeçmek Fiil
bir paketi açmak Fiil
birinin ümidini kırmak Fiil