Ingilizce-Türkçe Çeviri

  1. Sıfat kaybolmuş, zayi olmuş, yit(iril)miş.
    lost friends. It's no use to think about one's lost youth.
  2. Sıfat yitik, kayıp.
    lost articles. lost dog/keys/money.
    lost- property (office): kayıp eşya bürosu.
  3. Sıfat kendini kaybetmiş, yolunu şaşırmış, kayıp, izi bulunamayan.
    lost children. lost in mists. He was soon lost in the crowd.
  4. Sıfat ziyan/heder olmuş, israf edilmiş, yararlanma fırsatı kaçırılmış.
    a lost advantage.
  5. Sıfat kaybedilmiş, yenilgi/mağlûbiyetle sona ermiş.
    a lost battle. a lost chance.
  6. Sıfat mahvolmuş, tahrip edilmiş, telef/yok olmuş.
    lost ships.
  7. Sıfat dalgın, (düşüncelere) dalmış.
    He seems lost in thought. He was reading his book, completely lost to the world.
  8. Sıfat ümitsiz, meyus, kederli.
    His eyes had a frantic, lost look.
  9. Sıfat (bkz: lose )
Ingilizce-Türkçe çeviriler: Atalay Sözlügü, 1. Basim

Ingilizce-Türkçe Ilgili Terimler

have lost one's home or job
açıkta kalmak Fiil
have lost one's tongue
dilini yutmuş olmak Fiil
have lost one's tongue
dilinıyutmuş olmak Fiil
have lost the use of one's left eye
sol gözünü kullanamaz olmak Fiil
(money) to be lost
batmak Fiil
be lost
(gemi) batmak Fiil
be lost
(önerge) kabul edilmemiş olmak Fiil
be lost
zayi olmak Fiil
be lost
kaybolmak Fiil
be lost
kaybolmuş olmak Fiil
capital gain and lost
sermaye kazanç ve zararları İsim
day lost
işçi-işveren anlaşmazlığı nedeniyle kaybolan işgünü
day lost
işgünü kaybı
discounts lost
yararlanılmamış iskonto
feel lost
edememek Fiil
get lost
kaybolmak Fiil
get lost
arazi olmak Fiil
get lost
duman olmak Fiil
give up for lost
kaybolmuş gözüyle bakmak Fiil
give up for lost
kaybolmuş nazarıyla bakmak Fiil
give up someone for lost
birini kayıp kabul etmek Fiil
no love lost
nefret, düşmanlık, husumet.
There was no love lost between the two brothers.
write off an aircraft as lost
uçağı kayıp saymak Fiil
lost article
bulunan eşya
lost article
lukata
lost article
kaybolan eşya
lost at sea
denizde kayıp
lost cause
kaybedilmiş/ümitsiz dava, başarı olanağı bulunmayan girişim/atılım. İsim
lost cause
ümitsiz vaka İsim
lost cause
başarılı olması imkansız iş, durum veya kişi İsim
lost check (cheque ,)
(US) Br kayıp çek
lost cheque
kaybolmuş çek
lost day
zaman hattında (180 derece meridyeni) batı boylamından doğu boylamına geçilirken kaybedilen ve nazarı dikkate alınmayan gün
lost discount
iskonto kaybı
Lost Generation
kayıp/kaybolmuş nesil: İsim
Lost Generation
Dünya Savaşının bitiminde olgunluk çağına gelen, kültürel ve duygusal kararlılıktan yoksun nesil. İsim
Lost Generation
bu nesle mensup Amerikan yazarlarından bir grup:
E. Hemingway, Fitzgerald, Dos Passos vb. İsim
lost in thought
düşünceli
lost in thought
dalgın
lost in transit
transitte kaybolmuş
lost instrument
kayıp belge
lost instrument
kayıp senet
lost on/upon
etkisiz, tesirsiz.
Good advice is lost on him.
to be lost on: etkilenmemek, tesir edememek, etkisiz/tesirsiz kalmak.
lost opportunity
kaybolmuş fırsat
lost opportunity
kaçan fırsat
lost opportunity
kaybolmuş fırsatı
lost or not lost
konşimentoda bulunan bu şarta göre sefer esnasında yük zayi olsa bile navlun taşıyıcıya ödenir
lost or not lost
(deniz sigortası) ziyana uğrasın uğramasın (gemi sefere çıktıktan sonra yapılan deniz sigorta poliçelerine
konulan bu kloz ile sigortalının daha önced
lost orders report
sipariş alınmamasının ya da siparişin yenilenmemesinin nedenlerini açıklayan raporlar İsim
lost orders report
kaçırılan sipariş raporları İsim
lost paper
kaybolmuş evrak
lost papers
kaybedilmiş evrak
lost pay
maaş kaybı
lost pims
kazanç kaybı
lost profit
kâr mahrumiyeti
lost property
kayıp eşya
lost property
mal kaybı
lost property
bulunmuş eşya
lost property office
kayıp eşya bürosu İsim
lost securities
kaybolmuş kıymetli kâğıtlar İsim
lost ticket
kayıp bilet
lost time
kaybolmuş zaman
lost time injury
iş kazasına bağlı işgücü kaybı
lost to
(a) tamamen ayrılmış, ilgisini kesmiş, kaybolmuş.
My son was lost to me when he married. (b) kapanmış,
olasılıksız, elinden çıkmış.
The chance of promotion was lost to him. (c) duygusuz, hissiz, vurdumduymaz.
He was lost to all sense of duty.
to be lost to all sense of shame: utanç duygusu kalmamak, ar damarı çatlamak.
lost tribes
kayıp aşiret: eski İsrailin Asurlulara esir düşen ve bir daha dönmeyen on kuzey aşireti. İsim
lost usefulness
amortisman
lost usefulness
kıymetten düşmek Fiil
lost will
kaybolmuş (bulunamayan) vasiyetname
be lost at sea
boğulmuş olduğuna hükmedilmek Fiil
be lost in applause
alkışlara boğulmak Fiil
be lost in the shuffle
arada kaynamak, gümbürtüye gitmek, karambole gelmek Fiil, Deyim
be lost in thought
dalgınlaşmak Fiil
be lost in thought
tefekküre dalmak Fiil
be lost in thought
derin düşüncelere dalmak Fiil
be lost in transport
nakliyat sırasında kaybolmak Fiil
be lost to sight
gözden kaybolmak Fiil
be lost upon sb
birini hiç etkilememek Fiil
be lost with all hands
bütün mürettebatıyla batmak Fiil
be lost with all hands
batıp tek kurtulan olmamak Fiil
cancel lost shares
kayıp hisse senetlerinin geçersiz olduğunu ilan etmek Fiil
cancel lost shares
hisse senetlerinin geçersiz olduğunu ilan etmek Fiil
compensation for lost of office
şirketle olan sözleşmesi sona ermeyen bir müdüre şirketçe ödenen meblağ
get lost in the details
ayrıntılar içinde kaybolmak Fiil
get lost in the mail
posta da kaybolmak Fiil
get lost in the mail
postada kaybolmak Fiil
get lost in the shuffle
arada kaynamak, gümbürtüye gitmek, karambole gelmek Fiil, Deyim
have lost sight of sb
birini gözden kaybetmek Fiil
have lost the knack of sth
bir konuda çaptan düşmek Fiil
he all but lost it
az kaldı kaybediyordu
keeping lost property
sahipsiz mallara bakma
make up for lost ground
kaybedilen toprakları geri almak Fiil
make up for lost ground
kaybedilen sahayı yeniden ele geçirmek Fiil
make up for lost time
kaybolan zamanı telafi etmek Fiil
pay someone the lost value of sth
bir şeyin kayıp değerini ödemek Fiil
recover a lost advantage
kaçırılan bir fırsatı yeniden ele geçirmek Fiil
recover a lost article
kayıp bir eşyayı bulmak Fiil
recover a lost article
kaybedilen bir şeyi ele geçirmek Fiil
recover lost ground
nüfuzunu/itibarını tekrar elde etmek.
recover lost time
kaybolan zamanı yakalamak Fiil
recover the value of the lost merchandise
kayıp malın değerinıalmak Fiil
recover the value of the lost merchandise
kayıp malın değerini anlamak Fiil
recovery of a lost article
kayıp bir eşyanın bulunup geri alınması
recuperation of lost energy
kaybolan enerjinin yeniden kazanılması
there is no love lost between them
birbirlerini hiç sevmezler İsim
trace lost goods
kayıp malları aramak Fiil
trace lost goods
kaybolan malları aramak Fiil
want slip (or lost order slip)
istek formu (ya da kayıp sipariş formu
want slip (or lost order slip)
(stokta olmayan mal siparişlerini takip etmede kullanılan sistem
Raiders of the Lost Ark
Kutsal Hazine Avcıları Özel Isim, Sinema
The Lost World
Kayıp Dünya Özel Isim, Sinema
Ingilizce-Türkçe terim çevirileri: Zargan Ltd.