iç organ yaralanması
Noun, Medicine
iç organlar
Noun, Anatomy
ahşâ (esk.)
Noun, Anatomy
içten yanmalı
Adjective, Machines
iç yönetim giderleri
Noun
iç yönetim giderleri
Noun
İçişleri Bakanı
Noun, Politics-Intl. Relations
işletme içi denetim (bir işletmenin muhasebe kayıtlarının işletmeye bağlı iç denetiçiler tarafından denetlenmesi
iç denetim
Noun, Management
İç Denetim Kurulu
Noun, Organizations
İç Denetim Birimi
Noun, Organizations
İç Denetim Birimi
Noun, Organizations
İç Denetçiler Birimi
Noun, Organizations
şakak kemiği kanalı yüz sinirleri, işitme sinirleri ve damarların geçtiği kanal.
ülke içinde geçerli tahvil
dahili müşteri
Noun, Management
iç müşteri
Noun, Management
iç sömürge
Noun, Sociology
iç yakımlı makine, patlamalı/iç ihtiraklı motor.
içten yanmalı motor
Noun, Environment-Ecology
iç kontrol ve denetim
Noun, Management
İç Denetim Birimi Başkanlığı
Proper Name, Organizations
iç müşteri
Noun, Management
dahili müşteri
Noun, Management
iç borç (devlet borcunun ülke içinden sağlanan kısmı
(Br) iç borç (kamu borçlarının , dış borçtan farklı olarak İngiltere'de sağlanan bölümü
içsel ekonomiler (tek bir üretim biriminde unsurların daha randımanlı kullanımı ve yönetim , pazarlama
, finansman ve geliştirme maliyetlerini daha ço
iç ölçek ekonomileri
Noun
belgenin kendi içinde mevcut beyyine kuvveti
konuşulan şeyin içeriğinden çıkarılan kanıt
senetleri bir kentte iştira edip ötekine satma
aynı ülke içinde meydana gelen kambiyo senetleri
Noun
iç dişli: dişleri silindirin iç boşluğunda bulunan dişli.
iç tahvil oranı
Noun, Transport
(US) değerce yükselen yatırımlar
Noun
iç kredi (anapara ve faiz ödemeleri borçlanılan ülke para biriminden ödenen kredi
dahiliye hekimliği: iç hastalıklarla uğraşan hekimlik dalı.
bazı piyasa ya da piyasa gruplarında ürün satın alımı biçimlerindeki değişiklikler
iç ulusal borç (milli borçların ülke içinden sağlanan bölümü
devletin iç borçları
Noun
yurt içi vapur seferleri
Noun
yurt içi vapur seyrüseferi
kurum içi terfi
Noun, Human Resources
iç verim oranı (bir yatırımın nakit girişlerinin bugünkü değerini , nakit çıkışlarının bugünkü değerine eşitleyen oran
iç yönerge
Noun, Management
iç raporlama sistemi (işletme yönetiminin bilgi gereksinimini karşılamak amacıyla kurulan işletme içi raporlama sistemi
iç solunum, kan ile gözeler arasında oksijen ve karbondioksit alışverişi.
devlet iç geliri.
Department of internal Revenue: Maliye Vergi (tahsilât) dairesi.
gelir idaresi
Noun, Taxation-Customs
(US) en yüksek vergi makamı
(US) gümrük vergileri dışında kalan her türlü vergi
(a) iç uyak/kafiye, aynı mısradaki sözcükler arasında ses uyumu, (b) mısralar arası uyak/kafiye.
iç uyak
Noun, Language-Literature
iç ölçek ekonomileri
Noun
iç hastalıkları uzmanı
Medicine
dahiliyeci
Noun, Medicine
iç gerilme, ısınma vb. nedeniyle maden/cam vb. içinde oluşan gerilme.
iç piyasa tarafından satın alınmış olmak
Verb
iç piyasa tarafından satın alınmış olmak
Verb
iç piyasaca iyi karşılanmak
Verb
Federal Vergi Tahsilat Ofisi
harcama sonrası iç malî denetim
bir ülkenin içişlerine müdahale etmek
Verb
bir ülkenin içişlerine karışmak
Verb
…'in içişlerine karışmak
Verb, Politics-Intl. Relations
kazada meydana gelen iç kanamaları olmak
Verb
kazada yer alan iç kanamaları olmak
Verb
İçişleri Komisyonu
Noun, Organizations
İç Denetim Birim Başkanlığı
Noun, Organizations
İç Kontrol Daire Başkanlığı
Noun, Organizations
Avrupa Parlamentosu İç Tüzüğü
İçişleri Bakanı
Noun, Politics-Intl. Relations