meddle

  1. Intransitive Verb
    meddle in sth: karışmak, müdahale etmek, (kendini ilgilendirmeyen hususlarda) araya girmek,
    argo
    (başkasının işine) burnunu sokmak.
    Don't meddle in my affairs: Benim işlerime karışma.
    Don't meddle in politics: Politikaya karışma.
  2. Intransitive Verb
    meddle with sth: karıştırmak.
    Who's been meddling with my papers: Kâğıtlarımı kim karıştırdı?
karışmak Verb
başkalarının işlerine karışmak Verb
…'in içişlerine karışmak Verb, Politics-Intl. Relations
ilişmek Verb
birinin evraklarını karıştırmak Verb