receipts

English-Turkish Translation

  1. alınan miktar.
    cash receipts: alınan para miktarı.
    The expenses were greater than the receipts.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

English Turkish Phrases

actual receipts
efektif gelir
actual receipts
fiili alındılar Noun
annual receipts
yıllık gelir
average receipts
ortalama gelir
book of receipts
makbuz defteri
box office receipts
kasa hasılatı
box-office receipts
gişe hâsılatı
capital receipts
sermaye kazancı
capital receipts
sermaye geliri
cash receipts
kasa girdisi
cash receipts
kasa tahsilatı
cash receipts
kasa girişi
consular receipts
konsolosluk makbuzları Noun
count the daily receipts
kasa yapmak Verb
count the receipts
hâsılatı saymak Verb
current receipts
cari tahsilat
customs receipts
gümrük makbuzları Noun
customs receipts
gümrük alındıları Noun
daily receipts
günlük alındılar Noun
daily receipts
günlük hâsılat
day's receipts
günlük hâsılat
day's receipts
günlük hasılat
depository receipts
saklama makbuzu
diminished receipts
azalan gelir
diminishing receipts
azalan gelir
estimated receipts
tahmin edilen alacaklar Noun
export receipts
ihracat alındıları Noun
falling off in receipts
kazançta düşüş
gate receipts
kasa hâsılatı
gross receipts
brüt hâsılat
gross receipts
gayri safi satışlar (masraflar çıkmadan önce menkul ve gayri menkul hak ve menfaatlerin gelirler toplamı
incidental receipts
arizi kazanç
income receipts
gelir alındıları Noun
income tax receipts
gelir vergisi geliri
increase in receipts
kazançta artış
interest receipts
faiz tahsilatı
interest receipts
faiz geliri
international tourist receipts
yabancı turistlerin bir ülkeyi ziyareti sırasında harcadıkları toplam para
net receipts
net hâsılat (masraflar düşüldükten sonra elde edilen toplam para miktarı
net receipts
net gelir
nonrevenue receipts
devletin gelir niteliğinde olmayan elde ettiği paralar Noun
nonrevenue receipts
arizi tahsilat
ordinary receipts
(US) normal devlet geliri
other receipts
(bilanço) diğer gelirler Noun
other receipts
sair gelirler Noun
real receipts
reel gelir
rent receipts
kira makbuzları Noun
revenue receipts
nakdi vergi hâsılatı
sales receipts
satış alındıları Noun
shortfall in receipts
gelirde düşüş
sundry receipts
muhtelif alındılar Noun
sundry receipts
(bilanço) muhtelif gelirler Noun
tax on business receipts
üzerinden damga vergisi alınacak ticari makbuzlar Noun
tax on business receipts
(US) üzerinden damga vergisi alınan ticari makbuzlar Noun
tax receipts
vergi tediyatı
total receipts
toplam girdiler Noun
total treasury receipts
toplam vergi gelirleri Noun
tourist receipts
turizm geliri
trading receipts
ticari kazançlar Noun
traffic receipts
trafik gelirleri Noun
treasury deposit receipts
(Br) bankalar için faizsiz hazine bonoları Noun
treasury deposit receipts
bankalar için faizsiz hazine bonoları Noun
unrequested receipts
(ödemeler dengesi) tek taraflı transfer ödemeleri Noun
yearly receipts
yıllık hâsılat
yearly receipts
yıllık gelir
receipts and expenses
gelir ve gider
receipts and expenses
gelir gider
receipts and payments
tahsilat ve tediyat
receipts as per profit and loss account
kâr ve zarar hesabına göre gelir
receipts book
alındı defteri
receipts from customers
müşterilerden tahsil edilenler Noun
receipts of the day
günlük tahsilat
book in which cash receipts are recorded
tahsilat defteri
cash receipts book
tahsilat defteri
cash receipts book
kasa giriş defteri
cash receipts journal
kasa giriş günlük defteri
cash receipts journal
kasa girdisi defteri
excess of receipts over expenditure
gelirin gidere göre yüksekliği
Communiqué on the Receipts and Delivery Certificates to be Issued by Associations for Aids and Donations in Kind
Dernekler Tarafından Bastırılacak Alındı, Ayni Yardım Teslim ve Ayni Bağış Alındı Belgeleri ile Gider Makbuzları Hakkında Tebliğ Proper Name, Law
English-Turkish phrases from Zargan's own database