Available on App Store
Get it on Google Play
TR
X
ç
ğ
ı
ö
ş
ü
snag
Cozy
English-Turkish
English-Turkish Translation
Noun
su içinde bulunan ve gemiler için tehlikeli olan dal.
Noun
budak, kırık dal.
Noun
bir şeyin çıkık pürüzlü ucu, sivri çıkıntı.
Noun
kırık diş kökü.
Noun
geyik boynuzunun dalı.
Noun
engel, mania, takıntı.
to strike a snag
: engelle karşılaşmak.
to strike a snag in carrying
out plans.
There's a snag somewhere
: Bir takıntısı var (altından çapanoğlu çıkabilir).
Verb
(gemi vb.) su içindeki köklere çarpmak.
Verb
engellemek, mani olmak.
His hostility snagged all my efforts.
Verb
engellenmek, engel/mania ile karşılaşmak.
Verb
karmakarışık yapmak/olmak, karış(tır)mak, dolaş(tı)rmak.
Verb
nehir dibini kök ve dallardan temizlemek.
Verb
(yün, elbise vb.) dikene/budağa/çengele vb. takılmak.
Verb
kapmak, yakalamak, birdenbire ele geçirmek.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition
Indirim kodları, kupon ve kampanyalar için Jarrt
Please enable JavaScript to view the
comments powered by Disqus.