yokluk, bulunmayış, bulunmama süresi, gıyap.
Speak ill of no one in his absence: Kimsenin gıyabında
kötü söz söyleme.
sentenced in his absence: gıyaben mahkûm olmuş.
absence of taste: zevksizlik, zevk yokluğu.
in the absence of definite information: kesin haber alınmayışı hâlinde.
İsim
gaybubet süresi.
a week's absence: bir haftalık gaybubet.
İsim
noksanlık, yetersizlik, mahrumiyet.
absence of mind: unutkanlık, hafıza noksanlığı.
the absence of proof: delil noksanlığı/yetersizliği.
absence without leave = A.W.O.L.
ask. izinsiz görevden ayrılma.
İsim
arasıra vuku bulan devamsızlık
gümrük korumasının yokluğu
yenileme yapılması gereken bir makamın yenilenmemiş olması
mazereti olmadan mevcut bulunmamak
Fiil
mazereti olmadan mevcut bulunmamak
Fiil
biri yokken işleri idare etmek
Fiil
mazeretsiz müzmin devamsızlık
mazeretsiz süreli devamsızlık
birinin gelmemesini mazur görmek
Fiil
bulunmadığı takdirde gıyabında
tersini ispatlayacak delil bulunmadığından
mukabil delil olmadığı takdirde
tersinıispatlayacak delil bulunmadığından
bir itiraz bulunmadığından
aksini ispatlayacak delil bulunmadığından
(a) (maaşsız) izin, mezuniyet, (b) izin/mezuniyet süresi.
destekleyicilerin büyük çapta bulunmaması
ara sıra yapılan devamsızlık
biri için gıyabında hüküm vermek
Fiil