işi tam (lâyıkı ile) yapmak, sonuna kadar sebat etmek.
(bir işi) tam/noksansız yapmak, sonuna kadar uğraşmak.
(a) bir işi dört başı mamur yapmak, (b) istediğini elde etmek için herşey göze almak, çekinmeden girişmek.
ferah fahur, servet/bolluk içinde, müreffeh, zengin.
ferah fahur, servet/bolluk içinde, müreffeh, zengin.
domuz
(Suidae Artiodactyla).
İsim, Zooloji
iri kasaplık domuz, ehlileştirilmiş domuz.
İsim
obur/bencil/pis kimse, pisboğaz.
İsim
(a) kırkılmamış toklu (bir yaşındaki kuzu), (b) toklu yünü, (c) tosun vb. gibi bir yaşındaki hayvan.
İsim
(a) açgözlülükle kapmak, hissesinden fazla almak.
Don't hog the blanket. (b) alelacele/oburca/hapır
hupur yemek, domuz gibi tıkınmak.
He hogged down his dinner and rushed out.
Fiil
sırtını kamburlaştırmak, domuz sırtı gibi kavisli yapmak.
Fiil
(atın yelesini) kırkmak, kısa kesmek.
Fiil
kamburlaşmak: gemi omurgası yukarı doğru bükülmek.
Fiil, Denizcilik
pig ile ayni anlama gelir. lokomotif.
domuz fıstığı
(Amphicarpa bracteata).
İsim
(US) konuşma süresini kötüye kullanmak
Fiil
yolun ortasından araba sürmek, bütün yolu işgal etmek, geçit vermemek.
bolluk içinde yaşamak
Fiil
hali vakti yerinde/refah içinde olmak, ferah fahur geçinmek, yeyip içip keyfine bakmak.
hali vakti yerinde/refah içinde olmak, ferah fahur geçinmek, yeyip içip keyfine bakmak.
hesaplı olarak, fazla masraf yapmadan.
dikkatsiz şoför, arabayı dikkatsiz sürerek başkalarını tehlikeye sokan sürücü.
bütün yolu işgal eden şoför/arabacı.
Afrika yaban domuzu
(Phacochoerus aethiopicus).
hepsi, bütünü, tümü, tamamı.