Bunun ne demek olduğunu biliyor musun?
ağzından çıkanı kulağı duymamak
iyice anlamak, kavramak, farkına varmak, farketmek, idrak etmek, gerçek/hakikat olarak görmek.
He didn't realize his mistake: Hatasını farketmedi.
I didn't realize how late it was: Ne kadar geç olduğunun farkına varmadım.
She realizes how hard you worked: Ne kadar sıkı çalıştığını anlıyor.
Fiil
gerçekleş(tir)mek, tahakkuk et(tir)mek, uygulamak, kuvveden fiile çık(ar)mak, hakikat yapmak/olmak, (ümit/tasavvur/plân
vb.) icra etmek.
He realized his intention of becoming an engineer.
Fiil
(emlâki) satmak, satıp paraya çevirmek.
He realized the house: Evi sattı.
Fiil
(kâr/kazanç) sağlamak.
The house realized a profit. He realized a profit on the house.
Fiil
(satış vb.) para getirmek.
Fiil
notaya çevirmek.
Fiil, Müzik
yüksek bir fiyat elde etmek
Fiil
bir patenti paraya çevirmek
Fiil
bir planı gerçekleştirmek
Fiil
rehini paraya çevirmek
Fiil
bir rehni paraya çevirmek
Fiil
bir projeyi gerçekleştirmek
Fiil
bir tasarıyı gerçekleştirmek
Fiil
bir yatırımı gerçekleştirmek
Fiil
yatırımı gerçekleştirmek
Fiil
aktifleri paraya çevirmek
Fiil
mal varlığını paraya çevirmek
Fiil
defter değeri üzerinden paraya çevirmek
Fiil
tahvilleri kısa vadede paraya çevirmek
Fiil
malları paraya çevirmek
Fiil
hırslarını gerçekleştirmek
Fiil
mülkünü paraya çevirmek
Fiil
bir şeyden kâr sağlamak
Fiil
bir planı gerçekleştirmek
Fiil
güvenceyi paraya çevirmek
Fiil
hisse senetlerini elden çıkarmak
Fiil
borçlunun malını paraya çevirmek
Fiil
gerçekleri görmekten âciz