1. tokat, sille, şamar.
  2. Beyzbol uzağa atış/vuruş.
  3. etkinlik, müessiriyet, nüfuz, fikir/haber/şahsiyet vb.'nin etkisi.
    He has a lot of clout with the governor.
  4. (okçulukta) (a) hedef, (b) isabetli atış.
  5. (a) yama, (b) paçavra, bez, değersiz kumaş parçası.
  6. clout nail ile ayni anlama gelir. düz başlı çivi.
  7. tokat/sille atmak, tokatlamak, şamar vurmak.
  8. yama(la)mak, yama vurmak, tamir etmek, sargı sarmak.
siyasi etki gücü
politik etki gücü
clout ile ayni anlama gelir. düz başlı çivi.