grandstanding -> grandstand

  1. (kapalı) tribün.
  2. (kapalı) tribün seyircileri.
  3. (seyircileri etkilemek için) gösteriş yapmak, gösterişli davranmak.
    He doesn't hesitate to grandstand
    if it makes his point.
  4. tribünde bulunan.
    grandstand seats.
  5. geniş görüş alanı sağlayan, hâkim, tepeden, kuşbakışı.
    A grandstand view of the parade.
  6. gösterişli, iddialı, seyredenler üzerinde büyük etki bırakmak isteyen.
kapalı tribün
gösterişli oyun/maç, alkış toplamak gayesi güden oyun.