grins -> grin

  1. (ağzı kulaklarına vararak) gülümsemek, sırıtmak (memnuniyet, haz vb. ifadesi olarak).
    They grinned
    with pleasure when I gave them the sweets.
  2. ağzı kulaklarına varma(k), dişlerini gösterme(k).
    a snarling dog grins.
  3. gülümseyerek memnuniyetini belirtmek.
    He grinned approval.
  4. sırıtma, sırıtış, (geniş) tebessüm.
  5. (bkz: snare ), (bkz: trap ).
yaptığına pişman olmak, pişmanlık/nedamet duymak.
You'll grin on the other side of your face if you
have to pay for the damage you did.
güler yüzle katlanmak, ezaya/cefaya/mihnete tahammül göstermek, sineye çekmek.
sırıtmak, ağzı kulaklarına varmak.
sırıtmak Fiil
ağzı kulaklarına varmak, aptal aptal sırıtmak.
ağzı kulaklarına varmak, aptal aptal sırıtmak.