1. Zarf buraya, bu yere, burada, bu yerde, bunun içinde.
    herein enclosed you will find my check: Çekim
    bu zarfın içindedir.
    everything herein contained: bunun içindeki her şey.
  2. Zarf bu noktada.
    It is herein that the difference lies: İşte fark bu noktadadır.
işbu yazıda öngörüldüğü gibi
bunun içinde
bu belgede yer alabilecek aksi yöndeki hükümlere bakılmaksızın Zarf, Hukuk
Burada yer alabilecek aksi yöndeki herhangi bir hükme bakılmaksızın Zarf, Hukuk
burada belirtildiği gibi