önergeyi belirsiz ileri bir tarihe atmak Fiil
hasarı saptamak (davacının uğradığı zararları iddia etmesi
kiralık möbleli odalar
biri hakkında polise ihbarda bulunmak Fiil
araziye uymak (argo) Fiil
lağım döşenir
kabahati birinin üzerine atmak, birini kabahatli bulmak.
tahmil etmek Fiil
gemiyi tezgâha koymak Fiil
birine suç yüklemek Fiil
bir şehri kuşatmak Fiil
bir şey üzerinde hak iddia etmek Fiil
üzerinde hak iddia etmek Fiil
bir emlak üzerinde hak iddia etmek Fiil
sıkı önlem almak Fiil
birine saygı sunmak Fiil
kendini saldırıya maruz bırakmak Fiil
kendini iftiraya maruz bırakmak Fiil
kendini eleştiriye açık tutmak Fiil
eleştiriye maruz kalmak Fiil
kendisini eleştiriye maruz bırakmak Fiil
kendini halkın kınamasına maruz bırakmak Fiil
kendini gülünç yapmak Fiil
parasını kazançlı işe yatırmak Fiil
kuşatmak, muhasara etmek, muhasaraya almak.
...i ablukaya almak Fiil, Askerlik
...i muhasara etmek Fiil, Askerlik
...i kuşatmak Fiil, Askerlik
birini ebedi istirahatgahına uğurlamak Fiil
birini toprağa vermek Fiil
bir şeyi birinin bakımına vermek Fiil
birine sıkı sıkı talimat vermek Fiil
birine emretmek Fiil
(a)
den. gemiyi (foça edip) durdurmak, (b)
den. gemiyi doka çekmek/doklamak, (c) gayret
etmek, (işe) dört elle sarılmak/kendini vermek, (d) atfetmek, yüklemek, isnat etmek.
(a) unutmamak, aklından çıkarmamak, daima hatırlamak, (b) çok etkilenmek, içine işlemek, çok üzülmek/duygulanmak.

He laid his sister's death very much to heart.
(a) gömmek, ebedî uykusuna yatırmak, (b) örtbas etmek, bertaraf etmek.
(ölüyü) gömmek, defnetmek.
(a) gömmek, ebedî uykusuna yatırmak, (b) örtbas etmek, bertaraf etmek.
eski mevkiinde olmamak Fiil
sonucu lehine olan/gözüken bir bahse girişmek.
lay (someone) odds (of): birine avantaj sağlamak, üstünlüğü birine bırakmak.