alternative

  1. İsim seçenek, ister … ister …
    You have the alternative of riding or walking: İster ata bin, ister yürü
    (Ata binmek ve yürümek şıklarından birini seçebilirsin).
  2. İsim şık, iki şıktan biri, öbür şık.
    She had the alternative of staying in college or going to work:
    Onun için iki şık vardı: kolejde kalmak veya gidip çalışmak.
    The alternative of riding is walking: Ata binmenin öbür şıkkı yürümektir.
  3. İsim …'den başka çare.
    There was no alternative but to walk: Yürümekten başka çare yoktu.
  4. Sıfat başka, değişik, iki şıktan birini seçme olanağını veren.
    an alternative proposal: başka bir teklif.

    alternative road: değişik yol.
  5. Sıfat zıt iki şıktan/şeyden herbiri.
    The alternative possibilities are neutrality or war: İki olanak var: harp ya da tarafsızlık.
  6. Sıfat, Mantık seçenekli: ikisinden birini kabul edince öteki dışarıda kalan (önerme).
ıstırarında kalmak Fiil
(örneğin davalı bana ya sopayla vurmuştur ya da tekme atmıştır , beyanını içeren) biçimsel bakımdan sakat beyan
birden çok olanaklardan söz ettiği için
iddianamede sayılan suçlamalardan birinin alternatif olarak kaleme alınma durumu
alternatif sivil hizmet
alternatif talep
seçme bağlacı: bir arada bulunamayacak iki nesneyi birleştiren bağlaç:
or veya
neither … nor gibi.
türlü ifa biçimlerinden birini tercih hakkı tanıyan akit
seçimlik borç yükleyen akit
almaşık maliyet
fırsat maliyeti
alternatif maliyet İsim, Rekabet Hukuku
dalgalı akım İsim, Fizik
alternatif akım İsim, Fizik
başka bir karar
alternatif ihtilaf çözüm yolları İsim, Hukuk
uyuşmazlıkların alternatif çözüm yöntemleri İsim, Hukuk
karşı layiha
başka bir iş
seçimlik borç veya yükümlülük yükleyen karar İsim, Hukuk
alternatif tıp İsim, Tıp
(Br) yedek üye
seçimlik borç
alternatif teklif
bir borsa simsarına seçenek tanıyan talimat
alternatif alıcılar İsim
karşı teklif
seçimli teklif
alternatif teklif
alternatif (seçimli) teklif
mevcut bir kanun yoluna ek olarak ihdas edilen yeni bir kanun yolu
alternatif havale sistemi İsim, Bankacılık
geleneksel ilkelerden yola çıkarak öğrenim yerine uygulamaya dayanan öğrenim yöntemi
seçenek yaptırım İsim
bir mahkûma iki ya da daha çok seçenek arasından kendi cezasını kendisinin seçmesini öngören hüküm
tercih hakkı veren mahkeme hükmü
alternatif standart
alternatif teklif
vasiyet edenin öngördüğü olayın yer alması halinde kendisinin son vasiyeti olarak kabul edilecek iki ayrı vasiyetten biri
bir kimseye belirli bir biçimde davranmasını
ya da belirli bir şeyi yapmasını
yoksa neden göstermesini öngören müzekkere
alternatif mahkeme emri
kabul etmekten başka çaresi yoktu
alternatif kredi kaynakları açmak Fiil