1. (a) vaadini tutmaya/belirli bir hareket hattı izlemeye zorlamak/mecbur etmek, (b) açıklamak, açık/vazıh/sarih
    bir şekilde tanımlamak/belirtmek/karar vermek.
    The court has found obscenity to pin down as a punishable offence. (c) (bir kimseyi) açıklamaya/ayrıntılarıyla anlatmaya zorlamak.
    pin someone down to facts: birini gerçeği/vakıaları söylemeye zorlamak. (d) sımsıkı bağlamak/tespit etmek.
düşmanın yerini saptamak Fiil
tanığı olaylara bağlı kalmaya zorlamak Fiil
bir tanığı olaylara bağlı kalmasına zorlamak Fiil
tanığı gerçeklere bağlı kalmaya zorlamak Fiil
rakibini bir nokta da yakalamak ve yenmek Fiil
rakibini bir noktada yakalamak ve yenmek Fiil
birine sözünü tutturmak Fiil
birine sözünü tutturmak Fiil