baskı yapmak, tazyik etmek, baskı/kontrol altında tutmak, bunaltmak.
Geçişli Fiil
menetmek, zaptetmek, tutmak, alıkoymak.
to repress a sigh. She repressed her desire of laugh.
Geçişli Fiil
bastırmak, yatıştırmak, (kargaşalığa/isyana/ayaklanmaya vb.) son vermek, tenkil etmek.
to repress a disturbance.
Geçişli Fiil
boyun eğdirmek, itaat altına almak.
Geçişli Fiil
baskıya almak, (üzücü/ıstırap verici duyguları/anıları vb.) bilinçaltına atmak, uzaklaştırmak.
repressed feelings/desires: baskı altında tutulan (cinsel vb.) duygular/arzular.
Geçişli Fiil, Psikoloji