motion

  1. Noun, Law önerge
  2. devinme, devinim, hareket.
    forward motion: ileri devinim.
    lateral motion: yan devinim.

    perpetual motion: sürekli devinim.
    retrograde motion: geri devinim.
  3. jest, işaret, hareket.
    He made a motion with his hand as if to tell me to keep back: Eliyle bana
    geri çekil der gibi bir işaret yaptı.
  4. devinebilme, hareket kabiliyeti.
  5. yürüyüş/gidiş (tarzı).
  6. öneri, önerme, önerge, teklif, talep, takrir.
    make a motion = put forward a motion = propose a motion:
    önermek, önerge vermek, öneride bulunmak.
    to second the motion: öneriyi desteklemek.
    The motion was carried: Önerge kabul edildi.
  7. def'i tabiî.
  8. Law (yargıca/mahkemeye) başvurma, müracaat. (yargıca sunulan) teklif/talep.
  9. güdü, eğilim, temayül, içten gelen istek.
  10. Music melodik ses değişimi, makam değişme.
  11. Machines (a) mekanizmanın belirli bir hareketi, (b) bu hareketi yapan parça.
  12. (el ile) işaret etmek.
    He motioned me out: (Eliyle) dışarı çıkmamı işaret etti.
  13. (işaretle) yöneltmek, bir iş yapmasını işaretle istemek.
    motion someone to do sth: işaretle birinin
    bir şey yapmasını istemek.
    The policeman motioned the people away from the area of the accident. He opened the door and motioned me into the room.
Sinema filmi gösterim faaliyetleri (NACE kodu: 59.14) Noun, Trades-Professions
Sinema filmi, video ve televizyon programı faaliyetleri (NACE kodu: 59.1) Noun, Trades-Professions
Sinema filmi, video ve televizyon programları dağıtım faaliyetleri (NACE kodu: 59.13) Noun, Trades-Professions
Sinema filmi, video ve televizyon programları çekim sonrası faaliyetleri (NACE kodu: 59.12) Noun, Trades-Professions
Sinema filmi, video ve televizyon programları yapım faaliyetleri (NACE kodu: 59.11) Noun, Trades-Professions
Sinema filmi, video ve televizyon programları yapımcılığı, ses kaydı ve müzik yayımlama faaliyetleri (NACE kodu: 59) Noun, Trades-Professions
hızlandırılmış hareket
ivmeli hareket Noun, Physics
hızlandırılmış hareket (normal hızın altında çekilmiş bir filmin normal hızda oynatılmasıyla elde edilen hareket
erteleme dilekçesi
erteleme talebi
bir önergeyi desteklemek Verb
dava dilekçesi vermek Verb
önerge sunmak Verb
bir önergenin kabulü
kabul edilen teklif
bir teklifi onaylamak Verb
bir önergeyi oylamak Verb
bir önergeyi kabul etmek Verb
yazılı önerge gerekçesi
kınamaya ilişkin dava dilekçesi
gensoru
dairesel hareket Noun, Physics
karşı dilekçe
karşı iddia
bir önergenin reddi Noun
talebi reddetmek Verb, Law
bir davayı uzatmaya yönelik talep
bir önergeyi sonuçlandırma
bir önergeyi geri çevirmek Verb
reddedilen dilekçe
hızlı çekim Noun, Advertising
önerge şekli
usul önergesi
bakış hareketi (seyreden ya da okuyan kişinin göz hareketi
önergeyi onaylamak Verb
yer hareketi Noun, Geology
bir dilekçeyi kabul etmek Verb
önergeyi tartışmak Verb
bir önergeyi tartışmak Verb
avara çalışma
boşta çalışma
devingen, devinen, devinir, devinmekte, hareket halinde.
to be in motion: devinmek, hareket etmek,
hareket halinde olmak.
put/set in motion: devindirmek, harekete geçirmek, işletmek.
while in motion: devinirken, kareket esnasında.
bir önerge verme
yazılı dilekçe, yazılı talep Noun, Law
önergeyi kabul ettirememek Verb
önerge vermek Verb
güvensizlik oyu
gensoru önergesi
gensoru önergesi
kanun teklifi
layiha tebliği
dava açma tehdidi
toplu talep, tüm talepleri içeren tek bir talep Noun, Law
bir önergeye itiraz etmek Verb
bir önergeye karşı çıkmak Verb
parlamento önergesi
parlamento önergesi
güvensizlik önergesini kabul etmek Verb
eşsürel devinim, harmonik hareket: eşit zaman aralıklarıyla aynı hız/ivme ile aynı noktadan aynı yönde geçen cismin devinimi. Noun
sürekli devinim
daimi hareket
parlamentoda acele görüşme talebi
usul dilekçesi
(parlemento) içtüzük önergesi
(parlamento) gündem teklifi
önerge verme
önerge sahibi
harekete geçirmek Verb
harekete getirmek Verb
harekete geçirme
yaptırımlar önlemlerini uygulamaya koymak Verb
tuhaf kavram
bir önergeyi yeniden incelemek Verb
bir önergeyi reddetmek Verb
bir önergeyi reddetmek Verb
bir önergenin reddi Noun
bir önergeye karşı çıkmak Verb
bir önergeye karşı olmak Verb
geri hareket
tornistan
dönme
bir önergeyi desteklemek Verb
önergeyi desteklemek Verb
bir önergeyi destekleme
harekete geçirmek Verb
harekete getirmek Verb
(Br) bir önergeyi ertelemek Verb
yavaşlatılmış devinim/hareket Noun
yavaşlatılmış hareket
(sinema filmi ve televizyonda) ağır çekim
ağır çekim Noun, Cinema
(US) sesli film
önerge aleyhinde konuşmak Verb
önerge aleyhinde konuşmak Verb
önergeyi reddetmek Verb
(borsa , US) sınırlı borsa emri
durdurma düzeni
(çek) ödenmesi durdurulmuş çek
önerge vermek Verb
ihzarihukuk önergesi
en önemli önerge
izhari hukuk önergesi
bir önergeyi desteklemek Verb
salıntı
(Br) önerge sunmak Verb
(US) önergeyi ertelemek Verb
bedensel hareketleri basitleştirmek ve böylelikle zamandan tadarruf sağlamak amacıyla
belirli bir işin yapılış şeklinin incelenmesi
zaman ve hereket
önergeyi ertelemek Verb
desteklenmeyen önerge
önergeye karşı oy kullanmak Verb
bir önergeyi kabul etmemek Verb
bir önergeye karşı oy kullanmak Verb
dalgalanma
bir önergeyi geri almak Verb
bir önergenin geri alınması
hareket analizi
kabul edilen önerge
bugün verilen takrir
(davayı) erteleme dilekçesi
erteleme (davayı) dilekçesi
borç içeren hapis
mahkeme karar gününün tespiti dilekçesi
davanın reddi dilekçesi
haciz istekleri Noun
yargılamanın yenilenmesi talebi Noun, Law
delillere karşı hukuki itiraz
davanın reddi talebi
ihtiyatî tedbir talebi Noun, Law
davaya yeniden bakılması dilekçesi
(US) davaya yeniden bakılması dilekçesi
yürütmeyi durdurma talebi Law
yürütmenin durdurulması talebi Noun, Law
yürütmenin durdurulması istemi Noun, Law
yürütmeyi durdurma istemi Law
öncelikle ele alınması gereken dava dilekçesi
öncelikle ele alınması gereken önerge
gensoru, güvensizlik önergesi
güvensizlik oyu
protesto önergesi
acele görüşme teklifi
sinema filmi
sinema, film.
picture ile ayni anlama gelir. sinema.
sinema filmciliği
sinema filmi çekme makinesi
sinema makinesi
filmcilik şirketi
sinema filmi yöneticisi
sinema filmi prodüktörü
film endüstrisi
sinema filmi prodüktörü
sinema filmi yapımcılığı
film gösterici
film yıldızı
film stüdyosu Noun
sinemacılık (tekniği/sanatı/işi/ticareti).
biyel
devinim sayrılığı: otomobil/uçak/deniz tutması. Noun
time1 (18). Noun
zaman ve hareket incelemesi.
mahkemeye verilen erteleme talebi
tadil önergesi
bir önergenin tadili önergesi
bir önergenin tadili önergesi
gensoru önergesi
red talebi Noun, Law
müdahil olma talebi Noun, Law
davanın reddi dilekçesi
önergeyi tartışmadan kabul etmek Verb
bir önergeyi müzakere etmeden kabul etmek Verb
bir önergeyi tartışmadan kabul etmek Verb
bir filmi kurgulamak Verb
(film) yavaşlatarak oynatma
önergeyi kabul etmemek Verb