taahhüdünü yerine getirmemek
Verb
özet, hulâsa, icmal (genellikle sözlü).
He gave me a rundown on everything that had happened while I was away.
Noun
önemini yitirme, gerileme.
Noun
firma faaliyetini azaltıyor
bir akümülatörü tüketmek
Verb
bir talebi geri çevirmek
Verb
bir suçluyu yakalamak
Verb
suçlu yu köşeye sıkıştırmak
Verb
bir suçluyu köşeye sıkıştırmak
Verb
birinin şöhretine halel getirmek
Verb
kıyı boyunca ilerlemek
Verb
bir rakibin mallarını kötülemek
Verb
bir kamyon tarafından ezilmek
Verb
(fiyatlar) birden düşmek
Verb
birini arkasından koşup yakalamak
Verb
yorgun, bitkin, bitap, takatsiz.
You need a holiday, you look a bit run-down .
Adjective
cılız, zayıf, hastalıklı.
Adjective
eski, harap, virane, köhne.
a run-down building.
Adjective
(saat) kurulmamış, durmuş.
Adjective