1. Fiil dolaş(tır)mak, deveran et(tir)mek, cevelân et(tir)mek.
    Blood circulates around the body. The heart
    circulates blood round the body.
  2. Fiil dolanmak, bir yerden başka yere gidip gelmek.
    She circulates among the guests.
  3. Fiil yay(ıl)mak, yayımla(n)mak, neşretmek, neşredilmek, dağıtmak, dağılmak, elden ele dolaş(tır)mak, işaa
    etmek, şayi olmak.
    to circulate a rumor: dedikodu yaymak.
    The news of enemy's defeat quickly circulated round the town.
bir mektubu dolaştırmak Fiil
bir sirküler dolaştırmak Fiil
bir haber yaymak Fiil
senet ciro etmek Fiil
yalan haber yaymak Fiil
yanlış haber yaymak Fiil
serbestçe dolaşmak Fiil
haber yaymak Fiil
bir mücrimin eşkalini dağıtmak Fiil