1. tırtıl, sürfe, larva, kurt.
  2. esir gibi durmadan çalışan kimse.
  3. yiyecek.
  4. eşelemek, (toprağı) kazmak/eşmek.
    The dog was grubbing (about) under the bush looking for a bone.

  5. grub up/out: eşip çıkarmak, kökünden sökmek, yeri kazıp ağaç köklerini çıkarmak.
    The old apple
    tree must be grubbed up and young ones planted.
  6. yemek ye(dir)mek.
  7. köle gibi/durmadan çalışmak.
    People grub for a living/for money.
  8. altüst edip aramak, dikkatle araştırmak, didik didik etmek, altını üstüne getirmek.
    We grubed in the
    countyside for food and fuel.
  9. aşırmak, yürütmek, çalmak, otlamak, otlakçılık etmek.
büvelek.
sığır kurtçuğu
(Hypoderma lineatum): ABD'de bilhassa larvaları sığırlara çok zarar veren bir kurtçuk. İsim

grugru ile ayni anlama gelir. çam biti
(Rhynchophorus palmarum): G. Amerikada çamlara zarar veren bir böcek.
pala çalmak Fiil
yorulmak Fiil
saplama
Londra'da eskiden fakir yazarların oturduğu sokak (yeni adı
Milton Street). İsim
piyasa yazarları, fakir yazarlar. İsim
toprak yüzünü hafifçe kazımak Fiil
kök sokmak Fiil